JACQUES LOUİS DAVİD (1748-1825):

Neoklasik tarzı tasarımlarıyla tanınan sanat tarihinin en önemli ressamların dan biridir. Napoluon döneminde imparatorluk tarzını kullanmış ve Venedik renklerine önem vermiştir. Oldukça fazla hayranı vardı ve Fransız sanatının 19.yüzyıldaki temsilcisi olmuştur. Babasının bir düelloda ölümünün, hayatının dönüm noktası olduğu kanaati vardır.

Resimleri:

#Marat'ın ölümü: David'in en çarpıcı resmidir. Marat, Fransız Devrimi döneminde dikkat çekmiş gazetecilerden biridir.
David, çok yakın arkadaşı olan Marat'yı ölümünden hemen önceki gün evinde ziyaret etmiştir. Kısa süre içinde ölüm haberini alan ressam, yakın arkadaşının ölümünü belgelemek ve onu ölümsüzleştirmek adına bu eseri yapmıştır. Eserde Marat'nın bıçaklanmış biçimde bir küvette yattığı görülür. Marat devrim döneminde kraliyet polisinden kaçarken saklandığı kanalizasyonlardan bir çeşit deri hastalığı kapmıştır. Bu deri hastalığının belirtilerini yatıştırmak için evde günün çoğu kısmını onu rahatlatan su dolu küveti içinde yazı işlerine devam ederek geçirmiştir. Eser karanlık ve sade bir ortamı betimler. Marat'nın küveti beyaz çarşaflarla örtülü, yazı masası ise yeşil bir kumaş ile kaplıdır. Göğsündeki yara ile kendinden geçmiş Marat'nın başı küvetin kenarına yaslı, güçsüz ve sağ kolu ise yere düşüktür. Bu yere doğru uzanan kol Kalsik Roma dönemi heykellerini pozlarını anımsatır. Yarası İsa'nın yarasına benzetilmiştir. Böylece Marat'yı verilen anlam ve önem ilahi bir şekle bürünmüştür. Marat'nın yere düşmüş elimde yazı yazdığı tüy bulunur. Bunu hemen üzerinde de cinayet aleti olan bıçak görünür. Bıçakla kalemi yanyana resmederek bir anlam bütünlüğü oluşturmuştur. David bir cinayet sahnesi ortaya koymasına rağmen eserinde herhangi bir şiddet veya karmaşa göstergesi yoktur. Marat'nın vücudundaki kesik dışında eser tamamen huzur dolu ve sakin bir atmosfere sahiptir. Yalın ve basit bir ortamda tek yönden gelen ışıkla Marat'nın omzunu ve yüzünü aydınlatan David eserde Marat'yı istediği şehitlik mertebesine ulaştırmayı başarmıştır.

#Sokrates'in Ölümü: Sokrates'in üzerindeki beyaz kıyafet ölümü temsil eder. Kırmızı kıyafetli figür ölümü gerçekleştirecek kişidir. Zehirli içkiyi üzüntü ve utanç içinde Sokrates'e uzatır.
Perspektif içindeki kişiler ölüm kararını vermiş olan kişilerdir (mahkeme heyeti). Mekandan uzaklaşırlar. Önde duran figür Crito, Sokrates'in bacağına dokunarak ona güven vermektedir. Ona en yakın olan, en çok yanında olan kişidir. Sokrates'in duruşundan, önemli olan düşüncelerinin ayakta kalmasını savunduğu anlaşılmaktadır. Tabloda Sokrates'in asil bir bilge gibi betimlenerek altın oran kesitinde kompoze edildiğini görürüz. Tablonun tamamına hakim olan olay bir zindan içerisinde geçmektedir. Sokrates, zindanında yatağında oturur vaziyettedir.

#Sabinler: Bir savaş sahnesinin yansıtıldığı resimde öne çıkan kadın figürleri vardır. Bu savaş kadınlar için gerçekleştirilmiş bir savaştır. Sabin'deki kadınları almaya gelen bir ordu tasvir edilmiştir. Önde beyaz elbiseli kadının tanrıçalaştırıldığı görülür. Erkeklerin güçlü hatları mükemmel erkek olarak tasvir edilmiştir. Erkeklerin aradığı geleceği temsil eden çocuklar ön plandadır.

#Napolyon Bonapart: Resimde at üzerinde görülen figür Napolyon Bonapart'tır. Figürün üstündeki kırmızı pelerin, Napolyon'un savaşçı bir kimliğe sahip olduğunu gösterir. Taşın üstünde yazan ismi (Bonapart) toplumda önemli bir kişi olduğunu ve ismiyle bilinen biri olduğunu gösterir. Bu tabloda Alper'i geçen ve İtalya'yı fethe giden Napolyon, daha öncede aynı başarıyı gösteren Hannibal'le bir benzeşim içinde ele alınmıştır. 

 

NEOKLASİZM

18.yüzyılın son yarısında ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. Rokokonun gösterişliliğine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bir başka deyişle, barok sanat çağınında sosyal ve kültürel gereksinimlerine yanıt verecek güçten yoksun kalmıştır. Özellikle arkeoloji alanındaki gelişmeler ve yapılan kazılar sonucunda Antik Yunan ve Roma sanatlarına ( Klasik Antik ile) olan hayranlığı yeniden canlandırmıştır. Böylece klasik dönem sanatının değerleri yeniden gündeme gelmiş ve sanatın toplum tarafından daha iyi bir şekilde anlaşılması hedeflenmiştir. Dönemin heykel örneklerinde Antik Yunan heykelinin etkisi görülür. Barok sanatında görülen hareketlilik yerini ağır başlı, sakin ve zarif bir görünüme, akıcı çizgilere, belirgin hatlara ve biçimlerde bırakmıştır. Neoklasik dönem sanatçıları ağırlıklı olarak beyaz mermer kullanmayı tercih etmişlerdir. Mimarlık, Antik Yunan ve Roma mimarisinin düz çizgileri klasik sütun ve gövde başlıkları, yapılarda ölçü, ahenk ve sadelik yeniden önem kazanmıştır. Eserlerde simetri, anıtsallık ölçüleri kullanılması ve cephe vurgusu Neoklasik döneme etki eder. Resimde ışığın tabloya etkisi perspektif ve derinlik ilk olarak önemsenmemiş, öncelikli olarak konuları tarih ve mitolojik konu ve olayların olması tercih edilmiştir. Ve bu konuların etkisini arttırmak amacıyla resmin diğer öğelerinden faydalanılmıştır.


Neoklasizmin Önemli Sanatçıları:

1-Antonio Canova (1757-1822)
2-Bertel Thardvalsen (1770-1844)
3-J. Luis David (1748-1825)


ANTONİO CANOVA (1757-1822)

Özellikle nü çalışmalarında vücutları nazikçe betimleyen mermer heykelleriyle tanınmış İtalyan sanatçıdır. Neoklasik tarzın bir simgesi olan eserleri Barok heykeli teatral aşırılığından sonra klasizmin saflığın dönüşünü yansıtır.

# Paolina Barghese'nin Heykeli (Galeria Borghese Roma) (Napolyon'un Kız kardeşi): Nü çalışma. Doğrudan poz verir vaziyette. Durgun modda. Bir tanrıça gibi duruyor. Afrodit gibi. Modelin saçı, tuvaleti, oturduğu kanepenin biçimi bakımından olduğu kadar vücudundaki derinin dış tabakası değerlendirmesi yönünden de tam bir klasik eserdir. Antik Yunanın ideolize edilmiş heykelini yansıtır.

#Cupid ve Psyche: Mükemmel bir kadın vücudu. Psyvhe Venüsle yarışacak duruma sahip. Psyche kollarıyla Cupidle birleşir. Kadın erkek ilişkisi üzerine duyguların yoğunluğu yansıtılmıştır. Psyche'nin kendinden geçmişlik, Cupid'in gözlerindeki bakışı, bie taraftan ona sarılışı erotik durumu azaltmıştır. Basenlere doğru kadının güzelliğini ortaya koyma kaygısını yansıtır. Eserde antik dönem idealizmin temel unsuru figürleri mükemmel bir biçimde anlatma duygusu bu eserle, duyguların yansıtılması daki başarısıyla antik dönem ötesine geçmiştir. Figürler yoğun bir devinim ortasında akıcı bir anlatım içinde verilmiştir. Bu şekilde çalışmasını erotizimden kurtarıp eserinin merkezine güçlü bir duygu yüklenmiştir. Kendini Cupid'in kullarına bırakırken onu elleriyle sarması Psyche'nin hissettiği duygunun yoğunluğunu vurgular.

#The Three Graces (Üç Güzeller): Zeus'un güzel kızları olan 3 kız kardeş güzellik, çekicilik ve eğlencenin tanrıçaları (Aglaea, Euphrosyne ve Thalia). Ayaklar vücut dengelerini sağlamak amacıyla ir öne bir arkaya şeklinde yapılmıştır. Eller ve kollara aile bağı ilişkileri sağlanmış, hem de denge anlayışı arasında bir geçiştir. Örtünün konumlandırılması kadının öne çıkan erotik unsurların gizlenmesi kollara da kapatılmak istenmiştir. Amaç kadının güzelliğini görmek, idealizmin istenilen düzeye ulaştırmaktır.